5 Ağustos 1948 yılı Yeni Karaman Gazetesinde yayınlanan anonim bir köşe yazısı hayli dikkat çekici konulara değinirken akıllara şu soru geliyor; dünden bugüne ne değişmiş ?
Köşe yazısını olduğu gibi yayınlıyoruz.
“ Bir zamanlar Selçuklulara, Karamanoğullarına ve Fatih’in izlerine ev sahipliği yapan bu kasaba, artık tarih sahnesinden çekilmiş, görkemli geçmişini bağrında saklayan sessiz bir tanık gibidir. Kaleleri, imaretleri, camileri, türbeleri ve hayratları; geçmişin eliyle şekillenmiş, Türk mimarisinin incelikli işçiliğiyle zamana meydan okuyan eserlerdir. Ancak ne yazık ki, biz torunları bu tarihi yapılara tek bir çivi dahi ekleyemedik.
Vakıfların zengin hazinesi büyük şehirlerin süsüne harcandı; kasabamız ise betonarme yapılar, apartmanlar, hanlar ve mağazalarla dolup taşan yeni imar planlarının dışında bırakıldı. Bir zamanlar büyüklere hizmet eden akarlar artık kasabamıza uğramıyor.
Bugün sağlık ocakları, kültür merkezleri, su ve ışık tesisatları varsa da, bu modern yapıların arkasında yine o fedakâr liderlerin maddi ve manevi destekleri yatıyor. Cumhuriyet idaresi sayesinde, bu kasaba ölümden kurtulmuş olsa da henüz ayağa kalkamamış, eski gücüne kavuşamamıştır.
Arada bir Ereğli’den gelen fabrika düdüğüyle irkilen bu topraklar, sanayiye uzak ve yoksulluğun kol gezdiği bir manzara sunuyor. Kulaklarımızı delen, içimizi sızlatan ikinci bir ses daha var ki, bu da dul kadınların, işsiz babaların ve geçim derdindeki ailelerin sessiz haykırışlarıdır.
Verimli topraklarımız kuraklığa mahkûm, binlerce dönüm alanı su basmakta; bataklığa dönüşen bu topraklara bir kanal dahi açılmamış. Eğer bu kasabanın damarlarına devletin destek iğnesi saplanmazsa, bu topraklar iyileşemeyecek.
Ancak umutsuz değiliz.
Çünkü bu devletin temelini atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yapıcı ruhuna ve bu milletin asil duruşuna olan inancımız tam. Gün gelecek bu kasaba da hatırlanacak. Biz elimizi taşın altına koyacağız; vekillerimize, bakanlarımıza, ilgili kurumlara ulaşarak bu haksızlığı duyuracağız. Bu mücadelemiz, devletin vicdanına ve tarihî eserlerin kırgın bakışlarına ulaşana kadar sürecek.
O zaman motor ve makine sesleri bu sokaklarda yankılanacak, kuraklık ve bataklık sadece geçmişin acı bir hatırası olarak kalacak. Evkaf’ın apartmanları, imarın ve gelişmenin birer nişanesi olarak gökyüzüne yükselecek, kasabanın çehresi değişecek.
Müsterih ol, tarihî kasabam… Gün gelecek yeniden ayağa kalkacaksın. ”